Termal Tıp; kaplıcalarda sağlık

Termal Tıp; kaplıcalarda sağlık

Termal Latinceden dilimize (aslında hemen tüm dünya dillerine) girmiş bir sözcük, kaplıca ise “has” Türkçe. Her ikisi de aynı anlamı içerir ve sıcak şifalı su kaynaklarını, çamurları, doğal çevreyi ve tabi ki buradaki sağlık tesis ve işletmelerini ifade eder. Kaplıca tedavisi yada kaplıca kürü kaplıcalara özgü şifalı unsurlar olan termal-mineralli sular, çamurlar, iklimsel faktörler ve doğal çevre-ortam kullanılarak, bu amaçla kurulmuş tesislerde yürütülür. Kaplıca tedavisi programlarının “olmasa olmaz tedavi yöntemi ise balneoterapi (sıcak ve mineralli sular ile tedavi) diye adlandırılır. çoğu Avrupa ülkesinde de halen yaygın olarak kullanılmaktadır ve kaplıca tıbbı bu ülkelerde geleneksel bilimsel tıp bilimini ve geçerli sağlık hizmetleri sisteminin bir parçasıdır.

Diğer yandan, termal ve kaplıca sözcükleri aynı zamanda ülkemiz insanının topraklarımızın zengin doğal şifa kaynakları temelinde gelişen ve halen süren önemli bir sağlık ve şifa geleneğini yansıtır.

Arkadaşlarımızın yürüttüğü son anket çalışmaları yılda 6 milyon üzerinde Türk vatandaşının Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış kaplıcalarımız ve termallerimizi ziyaret ettiğini ortaya koydu. Ortalama 5 günlük bir kalış süresi ile bu kişiler hastalıklarına şifa arıyorlardı. Başka bir çalışmamızda kaplıca ziyaretçilerinin ya da daha doğru bir deyişle küristlerin en yaygın hastalık grubunu %95 ile romatizmal hastalıklar oluşturuyordu. Ancak, romatizmal ağrı şikâyetleri yanında birçok kişide ona eşlik eden rahatsızlıklar da vardı. Örneğin, diyabet, hipertansiyon, aşırı kilo ve cilt rahatsızlıkları gibi durumlar söz konusuydu. İnternette yürüttüğümüz bir anket bu kullanım hakkında aydınlatıcı güncel ek veriler sağladı. İlginçtir ki bu anketi yanıtlayan 3568 kişinin (ki internet ulaşımı ve kullanım alışkanlığı olan özel bir grubu yansıtıyor) yarıya yakını (%47) kaplıca seçimini doktorunun tavsiyesi ile yapıyordu, önemli bir kısmı ise (%34) tanıdık, eş dost ve akraba tavsiyesine uyuyordu. Geri kalanlar gazete, televizyon veya internet reklamlarına bakarak (%13) ve turizm acenteleri aracılığıyla (%6) gidecekleri kaplıcayı seçiyorlardı. Kaplıcada kalış süresine yönelik anketin diğer sorusunu yanıtlayan 3200 kişinin yarıdan fazlası (%53) kaplıcalarda 10 gün kalıyorlardı. Bunu 5 gün kalanlar (%23), 7 gün kalanlar (%13) ve 15 gün ve üzeri kalanlar (%10) izliyordu. Son olarakYılda kaç kez kaplıcaya gidersiniz?” sorusunu yanıtlayan 3354 kişinin %28’inin hiç gitmediğini dile getirmek için ankete katılması da ilginçtir. Geriye kalan (%72) kaplıcaya gidenlerin yarısı 1 kez, yarısı da iki kez gittiklerini belirtmişlerdir. Bu site şu adresten ziyaret edilebilir ve ankete katılabilinir; www.saglikpaneli.com/anket.asp?connection_id=81&connection_table=1&content_type=9&sub_header=

Şimdi akla doğal olarak şu soru gelecektir; “Bu yaygın kullanımın tedavi edici ve şifa etkileri üzerine elimizde yeterli bilimsel kanıtlar bulunmakta mıdır?”  Termal ve mineralli suların iyileştirici etkilerinin bilimsel temelde araştırılması ülkemizde son yıllarda önem kazanmış ve yoğunlaşmıştır. Kaplıca tedavileri bu ülkelerde sigortalarca kısmen veya tamamen karşılanmaktadır. Son bir Avrupa Konseyi Direktifi ile Avrupa Birliği düzeyinde tüm üye ülkelerde karşılanacaktır. Avrupa’da ve Türkiye’de bilimsel çalışmalar kaplıca tedavisi ve balneoterapinin bir dizi olumlu ve sağlığa yararlı etkisini ve başta romatizmal ve deri hastalıkları olmak üzere birçok hastalıkta tedavi edici etkilerini ortaya koymuştur. Elde edilen kanıtlar hiçte az değildir ve henüz kesin olmasa da belli başlı romatizma ve cilt hastalıklarında kaplıca ve banyo tedavilerinin etkinliği üzerine cesaret verici bilimsel kanıtlar elde edilmiştir. Bu hastalarda hastalık belirtileri ve bulgularında iyileşmeler yanında yaşam kalitelerinde ve genel iyilik hallerinde anlamlı düzelmeler de gösterilmiştir. Kanıta dayalı tıp yaklaşımıyla geliştirilen tedavi rehberlerinde artık kaplıca tedavisi yer almaktadır.

Kaplıca geleneğini yaratan ve geliştiren atalarımızın izinden giderek Türkiye’yi Avrupa ve Dünya’da kaplıca ve termal sektöründe gelenek ile bilimi ve tarihsel ile moderni kaynaştıran ülke olarak ön plana çıkarabiliriz. Sevindirici olan hem sektör hem bilim hem de merkezi ve yerel yönetim çevrelerince bu yönde bir işbirliğinin kararlılık ve yaratıcılıkla başlatılmış olmasıdır.

Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle

Yazar
Termalspasaglik

Termalspasaglik hakkında

Termalspasaglik.com'da Termalspasaglik 'nin 26 makalesi bulunuyor. .

  ·   Termalspasaglik 'nin diğer yazıları

PAYLAŞIM
  • Delicious 'ta paylaş
  • StumbleUpon 'da paylaş
  • Digg 'de paylaş
  • Twitter'da paylaş
  • Mixx 'de paylaş
  • Technorati 'de paylaş
  • Facebook 'da paylaş
  • ShareThis 'de paylaş
  • Reddit 'de paylaş
  • Google 'da paylaş
  • LinkedIn 'de paylaş

Yorumlar

"Termal Tıp; kaplıcalarda sağlık" yazısına yorum yapılmamış

Henüz yorumlanmamış, ilk yorumlayan siz olun.

Yorum yapın

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız isteniyor.